Header
 
  Left Menu
E-BÜlten Kayit

Aylık E-Bültenimize kaydolmak ve kampanyalarımızdan haberdar olmak için...
 
 

Kilyos Hakkında

Kilyos'ta yerleşim eski çağlarda başlamış. Küçük bir balıkçı köyü olarak rağbet görmüş. Daha sonra Roma İmparatorluğu döneminde gelişme göstermiş. Roma İmparatorluğu dağılınca Bizans topraklarına katılan bu şirin belde, coğrafi konumu nedeniyle denizcilikle uğraşan bölge uygarlıklarının paylaşamadığı bir yer haline gelmiş. Cenevizliler de bu bölgede bir süre hakimiyet kurmuşlar.

Haçlı Seferleri döneminde bölgede yaşanan karışıklık sonrasında, Osmanlı hakimiyetiyle huzur bulan Kilyos, levanten nüfusuyla gelişme göstermiş, kozmopolit bir yerleşim merkezi olmuş. Cumhuriyet döneminde Sarıyer'e bağlanan Kilyos, 1960'lardan sonra turizm açısından gelişme göstermiş, o dönemin İstanbul sosyetesinin en popüler dinlenme mekanına dönüşmüştür.

Yerleşimi çok eskilere dayanan köye ulaştığınızda göze ilk çarpan tarihi bina Cenevizliler döneminde yapıldığı bilinen kalesi oluyor. Askeri saha içinde kalan kale Sultan II. Mahmut zamanında restore edilmiş. Ortasında bir sarnıç bulunuyor. Yağmur yağdığı zaman sarnıçların dolması için su toplayacak bir sistem kurulmuş. Hicri 1197-1241 tarihinde Bahçeköy'e kadar tüm sarnıçlar bu dönemde imar ve restorasyon görmüş. Taş yapımı kalenin temizliği ile dikkat çeken kemerli, korunaklı muhafız bölümleri aynen korunmuş.

II. Dünya savasında Boğazların korunması amacıyla Almanlar tarafından verilmiş 19. yy Krupp Kamalı çelik top kalenin burçlarında. Kale içinde 8 ayrı top sergileniyor Kale kapısı üzerinde Sultan II. Mahmut tuğrası, her iki yanında iki savaş topu, karşısında kalenin ele geçirilişi şerefine o dönem dikilip günümüze ulaşan anıt çınar ağacı bulunuyor. 26 metre yüksekliğinde, 5,4 metre gövde çevresine sahip çınarın dikim tarihini gösteren tabelada 1460 yılı belirtiliyor. Üç yüksek noktadaki su terazileri de kaledeki sarnıçtan su dağıtan sistemin birer parçası. Köydeki diğer tarihi yapılar İngilizlerin İstanbul'u işgali ettiklerinde Boğaz girişini kontrol etmek için yaptıkları eski tahlisiye binaları, kayıkhane, iskele, köprü ve çeşme. Tahlisiye binaları halen kıyı koruma tarafından kullanılıyor.

Kilyos'un, Rumcada kum anlamına gelen Kilya sözcüğünden türediği söylemi ile birlikte, aslı, Kuwaila olan ve güzel geçit/Boğaz anlamını veren Killa sözcüğünden türeyerek Kilyos'a dönüştüğü söylemi de yaygındır. Zira her iki sözcüğün vermiş olduğu anlam, Kilyos'un çoğrafi durumu dikkate alındığında uygun olduğunu göstermektedir. Cumhuriyet döneminde Kilyos'un ismi Kumköy olarak değiştirildiyse de alışılmış olan isimden vazgeçilmediği için Kilyos denmeye devam edilmiş ve devam edilmektedir.

Geçmişten Günümüze Kilyos: Kilyos'un yerli halkı Rumlardan oluşuyordu. Ancak, diğer köyler gibi Kilyos'ta 1877 Rus Harbi (93 Harbi) nedeniyle göç aldı. 1923/1924 mübadelesi ile köyde Rumlardan hiç kimse kalmadı. Zamanla değişik yörelerden göç alan köyün yerleşik halkı karışıklık arz eder oldu.

Kilyos'ta köyün tarihine ışık tutacak önemli tarihi eserler bulunmaktadır. Kilyos Kalesi, 3 adet su terazisi, 2 adet taş iskelesi, kayıkhane ve tahlisiye binaları, koruganlar ve çınar ağacı köyün tarihi eserleridir. Bu önemli eserlerin bazılarını kısaca tanıyalım:

Kilyos Kalesi: Kilyos Kalesi, ismini köyün isminden almıştır. Kale, 4. ve 5. yüzyıllarda Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) tarafından yaptırılmış olup halen askeri birlik tarafından Askeri Gazino olarak kullanılmaktadır. Kale yapıldığından bu yana savunma amaçlı olarak kullanılmıştır. Evliya Çelebi (17. yy) ve Comte Dores Sery (19. yy) kalenin İstanbul'u ve boğazı kontrol amaçlı olarak gözlem kalesi olarak kullanıldığını yazmaktadırlar. Bizansların zayıf düştükleri bir dönemde Cenevizlilerin kaleyi alarak burada uzun müddet kaldıkları, bu nedenle de kalenin Cenevizliler tarafından yaptırıldığını bazı eserler yazmaktadır.

Zamanla Rusların ve Don Kazaklarının saldırısına uğrayan ve hasar gören kale Sultan I. Abdülhamid ve Sultan II. Mahmut dönemlerinde, 1782 ve 1826 yıllarında iki kez onarım görmüştür. 1833 yılındaki Hünkâr İskelesi Anlaşması ile Boğazlara yerleşen Ruslar, 1841'deki Londra Anlaşması ile Boğazlardan çıkarılırken kale Türk ve İngiliz askerler tarafından birlikte kullanıldı. O yıllarda İngilizler tarafından kaleye getirilen toplar halen kalenin arenasında korunmaktadır ve sergilenmektedir. I. Dünya Savaşı sırasında da Rusların boğaza girmelerini önlemek amacı ile Alman topları kaleye yerleştirilmiştir. Kale, Kırım Savaşı (1856) sırasında hastane olarak kullanılmıştır. Kırım Savaşı'nda yaralanan hastalar burada tedavi edilmiştir. Yaralanan askerlerden ölenler de Uskumruköy'deki mezarlığa gömülmüş olduğundan bu mezarlığa Şehitlik denilmiştir.

Tarihi Çınar Ağacı: Kilyos'ta bir de anıt ağaç özelliğini taşıyan çınar ağacı bulunmaktadır. Kilyos Kalesi arenasında bulunan ağacın boyu 28 metre, çevresi 34 metredir. Ağacın üzerinde bulunan künyede 553 yaşında olduğu (2008 tarihi itibariyle) yazılıdır. Bu da, ağacın İstanbul'un fethi anısına 1453 yılında dikildiği söylencesini büyük bir olasılıkla doğrulamaktadır.

Diğer Önemli Eserler: Kilyos'ta köy içinde Cenevizliler tarafından yaptırıldığı kabul gören üç su terazisi aynen korunmaktadır. Deniz kenarındaki iki Taş İskele 18. yy.da yapılmış tarihi eserlerden olup, halen köy balıkçıları tarafından kullanılmaktadır. Ayrıca, yine 18. yy.da yapılan kayıkhane ve tahlisiye binaları da köyün tarihi eserlerindendir. II. Dünya savaşı sırasında yapılan, şimdi kullanılmayan Koruganlar tarihi eser olarak sayılmasa da Kilyos'un zenginliğidir…

Ulaşım: İstanbul'a 30 km/45 dakika uzaklıkta olan Kilyos'a Sarıyer'den sahilden gitmek mümkün ama sahil yolu özellikle haftasonları çok kalabalık olabiliyor. Bir diğer yol da Kilyos'a Bahçeköy üzerinden, orman yolundan gitmektir. Bu yol orman içi olması sebebiyle manzaralı ve daha keyifli.

 

 
             
 
 
  Footer